Psikolojide Kişilik Çalışması (74) – Kişilik Çalışması Nedir, Nasıl Yapılır, Nasıl Yazılır? – Psikoloji Alanında Ödev Yaptırma – Psikolojide Kişilik Çalışması – Ödev Yaptırma Fiyatları

Personolojinin İlkeleri
Murray’nin şahsiyet bilimindeki ilk prensip, onun kişilik çalışması için kullandığı terim, kişiliğin beyinde kök salmasıdır. Bireyin serebral fizyolojisi, kişiliğin her yönüne rehberlik eder ve yönetir. Bunun basit bir örneği, bazı ilaçların beynin işleyişini ve dolayısıyla kişiliği değiştirebileceğidir. Duygu durumları, bilinçli ve bilinçsiz anılar, inançlar, tutumlar, korkular ve değerler dahil olmak üzere kişiliğin bağlı olduğu her şey beyinde vardır.
Murray’nin sistemindeki ikinci bir ilke gerilim azaltma fikrini içerir. Murray, Freud ve diğer teorisyenlerle, insanların fizyolojik ve psikolojik gerilimi azaltmak için hareket ettikleri konusunda hemfikirdi, ancak bu gerilimsiz bir durum için çabaladığımız anlamına gelmez. Murray’e göre, her türlü gerilimden arınmış bir duruma ulaşılmasından ziyade, tatmin edici olan gerilimi azaltmak için harekete geçme sürecidir.
Murray, gerilimden uzak bir varoluşun başlı başına bir sıkıntı kaynağı olduğuna inanıyordu. Heyecana, etkinliğe ve harekete ihtiyacımız var, bunların hepsi gerilimi azaltmayı değil, artırmayı içerir. Azaltmanın memnuniyetini yaşatmak için gerilim yaratırız. Murray, ideal insan doğası durumunun, azaltmak için her zaman belirli bir gerilim seviyesine sahip olmayı gerektirdiğine inanıyordu.
Murray’nin kişiliğinin üçüncü bir ilkesi, bir bireyin kişiliğinin zaman içinde gelişmeye devam etmesi ve o kişinin yaşamı boyunca meydana gelen tüm olayların inşa edilmesidir. Bu nedenle, bir kişinin geçmişinin incelenmesi büyük önem taşır.
Murray’nin dördüncü ilkesi, kişiliğin değiştiği ve ilerlediği fikrini içerir; sabit veya statik değildir.
Beşincisi, Murray tüm insanlar arasındaki benzerlikleri fark ederken her bireyin benzersizliğini vurguladı. Gördüğü gibi, bireysel bir insan, başka hiç kimseye benzemez, diğer bazı insanlar gibi ve diğer herkes gibidir.
Kişilik Bölünmeleri: Kimlik, Süperego ve Ego
Kimlik
Murray, kişiliği Freudyen terimleri id, süperego ve ego kullanarak üç bölüme ayırdı, ancak onun kavramları Freud’un öngördüğü gibi değildi.
Freud gibi, Murray de kimliğin tüm doğuştan gelen dürtüsel eğilimlerin deposu olduğunu öne sürdü. Bu nedenle, davranışa enerji ve yön sağlar ve motivasyonla ilgilenir. Kimlik, Freud’un tanımladığı ilkel, ahlaksız ve şehvetli dürtüleri içerir. Bununla birlikte, Murray’nin kişisel sisteminde id, toplumun kabul edilebilir ve arzu edilir olarak gördüğü doğuştan gelen dürtüleri de içerir. Burada hem iyi hem de kötü yönleri olan Jung’un gölge arketipinin etkisini görüyoruz. Kimlik, empati, taklit ve özdeşleşme eğilimlerini içerir; şehvetli olanlar dışındaki aşk biçimleri; ve kişinin çevresine hakim olma eğilimi.
Kimliğin gücü veya yoğunluğu kişiden kişiye değişir. Örneğin, bir kişi diğerinden daha yoğun iştah ve duyguya sahip olabilir. Bu nedenle, id güçleri kontrol etme ve yönetme sorunu tüm insanlar için aynı değildir, çünkü bazılarımız başa çıkmamız gereken daha büyük id enerjisine sahibiz.
Süperego
Murray, süper egoyu, kültürün değerlerinin ve normlarının içselleştirilmesi olarak tanımladı; bu kurallar aracılığıyla bizim ve diğerlerinin davranışlarını değerlendirmek ve yargılamak için geldiğimiz kurallar. Süperego’nun özü çocuklara erken yaşta ebeveynleri ve diğer otorite figürleri tarafından empoze edilir.
Kişinin akran grubu, kültürün edebiyatı ve mitolojisi dahil olmak üzere diğer faktörler süper egoyu şekillendirebilir. Böylece Murray, ebeveyn-çocuk etkileşiminin ötesinde etkilere izin vererek Freud’un fikirlerinden saptı. Murray’e göre, süper ego, Freud’un inandığı gibi 5 yaşa kadar katı bir şekilde kristalize olmadı, ancak yaşlandıkça deneyimlerimizin daha karmaşık ve karmaşıklığını yansıtan yaşam boyunca gelişmeye devam ediyor.
Süperego, Freud’un önerdiği gibi id ile sürekli bir çelişki içinde değildir, çünkü id, kötü güçler kadar iyi güçler de içerir. İyi kuvvetlerin bastırılmasına gerek yoktur. Süperego, sosyal olarak kabul edilemez dürtüleri engellemeye çalışmalıdır, ancak aynı zamanda kabul edilebilir bir ihtiyacın ne zaman, nerede ve nasıl ifade edilip tatmin edilebileceğini belirleme işlevi de görür.
Süperego gelişirken, çabalamamız için bize uzun vadeli hedefler sağlayan ego ideali de gelişir. Ego ideali, elimizden gelenin en iyisini yapabileceğimizi temsil eder ve hırslarımızın ve özlemlerimizin toplamıdır.
Ego
Ego, kişiliğin rasyonel yöneticisidir; kimliğin kabul edilemez dürtülerini değiştirmeye veya geciktirmeye çalışır. Murray, Freud’un ego formülasyonunu, egonun davranışın merkezi düzenleyicisi olduğunu öne sürerek genişletti. Davranışın yönünü bilinçli olarak gerekçelendirir, karar verir ve ister. Bu nedenle ego, davranışı belirlemede Freud’un sandığından daha aktiftir. Sadece kimliğin hizmetkarı değil, ego bilinçli olarak hareket tarzlarını planlar. Yalnızca id zevki bastırmakla kalmaz, aynı zamanda kabul edilebilir id dürtülerinin ifadesini düzenleyerek ve yönlendirerek zevki besler.
Ego aynı zamanda id ve süperego arasındaki arabulucudur ve birini diğerine tercih edebilir. Örneğin, ego, kimliği tercih ederse, kişiliği suçlu bir hayata yönlendirebilir. Ego, kişiliğin bu iki yönünü de bütünleştirebilir, böylece yapmak istediğimiz şey (kimlik), toplumun yapmamız gerektiğine inandığı şeyle uyumlu olmalıdır (süper ego).
Murray’nin sisteminde id ve süperego arasında çatışma çıkma fırsatı vardır. Güçlü bir ego, ikisi arasında etkili bir şekilde aracılık edebilir, ancak zayıf bir ego, kişiliği bir savaş alanı bırakır. Freud’un aksine, Murray bu çatışmanın kaçınılmaz olduğuna inanmıyordu.
İhtiyaçlar: Davranışın Motive Edicileri
Murray’nin kişilik teori ve araştırmalarına en önemli katkısı, davranışların yönünü ve motivasyonunu açıklamak için ihtiyaçlar kavramını kullanmasıdır. “Motivasyon işin en önemli noktasıdır ve motivasyon her zaman organizma içindeki bir şeye atıfta bulunur” dedi.
İhtiyaç, beyindeki entelektüel ve algısal yetenekleri düzenleyen ve yönlendiren fizikokimyasal bir gücü içerir. İhtiyaçlar, açlık veya susuzluk gibi iç süreçlerden veya ortamdaki olaylardan kaynaklanabilir. İhtiyaçlar, organizmanın onları tatmin etmek için harekete geçerek azaltmaya çalıştığı bir gerilim seviyesi uyandırır. Enerji vermek ve doğrudan davranışa ihtiyaç duyar. İhtiyaçları karşılamak için davranışı uygun yönde harekete geçirirler.
Murray’nin araştırması onu 20 ihtiyaçtan oluşan bir liste oluşturmaya yöneltti. Her insan bu ihtiyaçların tümüne sahip değildir. Yaşamınız boyunca tüm bu ihtiyaçları deneyimleyebilirsiniz veya hiç yaşamadığınız bazı ihtiyaçlar olabilir. Bazı ihtiyaçlar diğer ihtiyaçları desteklerken, bazıları diğer ihtiyaçlara karşı çıkar.
İhtiyaçlar: Davranışın Motive Edicileri Kişilik Bölünmeleri: Kimlik Nasıl Yapılır Nasıl Yazılır? - Psikoloji Alanında Ödev Yaptırma - Psikolojide Kişilik Çalışması - Ödev Yaptırma Fiyatları Personolojinin İlkeleri Psikolojide Kişilik Çalışması (74) – Kişilik Çalışması Nedir Süperego ve Ego tüm insanlar arasındaki benzerlikler
Son yorumlar